GİZLİ ZİKİR
--------------------------------------------------------------------------------
Zikirde esas olan gizliliktir. Çünkü zikredilen zat Allahu Teala'dır. O, kula şah damarından daha yakındır.
Bir defasında yolculuk esnasında Ashab-ı Kiram'ın yüksek sesle tekbir getirdiğini işiten Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, onları şu şekilde uyarmıştır:
"Böyle sesinizi yükseltip kendinizi yormayın. Siz kulağı sağır veya uzaktaki birisini çağırmıyorsunuz. Sizler, gizli açık her şeyinizi işiten, size çok yakın olan ve hep sizinle beraber bulanan Allah'ı zikrediyorsunuz."(Buhari, Deavat, 50; Müslim, Zikir, 44, 45; Ebu Davud, Salat, 361)
Cenab-ı Hak, kulun kalbine nazar etmekte ve onun içinden geçen düşünceleri bilmektedir. Bu durumda sesi yükseltip O'na bir şey duyurmaya hacet yoktur. Esas mesele kalbin uyanması ve Allah'a yönelmesidir.
Gizli zikir iki şekilde olur. Birincisi sadece kalple yapılır. İkincisi kalp ve dille yapılır. Ancak dilin katıldığı zikirde ses yükseltilmez, sadece kendi duyacağı kadar söylenir.
Gizli zikir Resûlullah (s.a.v) Efendimiz tarafından en hayırlı zikir olarak tanıtılmıştır.(Ahmed, Müsned, I, 172; Ebu Ya'la, Müsned, II, 82; ibnu Hıb-ban, el-ihsan, No: 809.)
"Kulum beni gizlice içinden zikrederse ben de onu zatımda zikrederim."(Buhari, Tevhid, 15; Müslim, Zikir, 19, 21) kudsi hadisi de, gizli zikrin ilâhî huzurda ayrı bir değeri bulunduğunu gösteriyor.
Gizli zikri tercih eden arifler, işe kalpten başlamaktadır.
Zikir ilk safhada sadece kalp ile yapılmaktadır.
Zikir için Allah lafzı tercih edilmektedir.
Dil damağa yapışık hâlde tutulup kalp ile Allah Allah diyerek zikir çekilmektedir.
Allah lafzı, alemlerin Rabbi Yüce Yaratıcımızın özel ismidir. Diğer bütün ilâhî isimleri içinde toplamaktadır.
Bu ism-i şerifle zikir çekildiğinde bütün ilâhî isimlerin tecellisine ulaşılmış olmaktadır.
Bu zikir kalp, ruh, sır, hafi, ahfa ve nefs latifeleri üzerinde çekilerek vücuda tam yerleştiği zaman, zikirlerin en faziletlisi olan "la ilahe İllallah" zikrine geçilmektedir. Ancak bu zikir kalp ve dil ile birlikte çekilmekte ve böylece bütün vücut zikre katılmış olmaktadır.
Mevlana Hâlid Bağdadi (k.s), gizli zikrin ve virdlere devamlı etmenin, kalp hastalıkları için en tesirli bir ilaç olduğuna dikkat çeker ve bunun büyük veliler ve keşif sahipleri tarafından tecrübe edilmiş bir gerçek olduğunu belirtir.(Mevlana Halid, Mektubat, 82. Mektup.)