SoFi Çocuk Web Master
Mesaj Sayısı : 1400 Nerden : BatMan Kayıt tarihi : 06/09/08
| Konu: İCTİHAT Salı Eyl. 23, 2008 12:00 pm | |
| İCTİHAT
İçtihat lügatte çalışmak demektir. Lakin alelade ve kolay bir iş için çalışmak değil külfetli ve meşakkatli bir işi vücuda getirmek için bütün güç ve takatını sarf etmek suretiyle çalışmaktır ki pek çok çalışmak demek olur.
Istılahda ise: Ahkamı şeriyyeyi zanniyeyi edillei tafsiliyesinden istinbata (çıkarmaya) bezli mechuddur (bütün gücünü harcamaktır). İçtıhad eden kişiye “müçtehit” içtihat olunan hükme de “müçtehedünfih” denir. Tarifte ki zanniyye kaydı ahkam-ı katıyyeden ihtiraz içindir. Zira ahkam-ı şeriyye-i katıyye de içtihat caiz değildir.
İçtihadın şartı ikidir:
1. Ehlinden sadır olmak.
2. Mahalline müsadif olmak.
İçtihada ehil olmanın şartı da ikidir:
1. Ahkama taalluk eden delaili şer’iyi muhit olmak (iyice bilmek).
2. O delailin ruhuna nufuz edecek zekâ ve nazarı fıkhıye malik bulunmaktır. Birinci şart kisbi, ikinci şart fıtridir. Birinci şart yani şer’i delilleri muhıt olmak için dört şeyi bilmek lazımdır; kitap, sünnet, icma mevkiileri ve vücühü kıyas.
Kitap ve sünnetten murad yalnız ahkama taalluk eden ayat-ı celile ve ehadis-i nebeviyyeyi bilmektir. Ahkama taalluk eden ayat-ı celile beş yüzdür. Ahkama taalluk eden kitap ve sünnetten murad lugavi ve şer’i manalarının yanında kitap ile sünnet arasında mebahısı müştereke olan nazmuddal alelmananın bütün vecihlerini ve sünnetin bize ittisalinin vecihlerini bilmektir. [1](Hülasetülefkar – Istılahatı Fıkhıyye Kamusu)
Bir müçtehit içtihatlarında icmaa muhalefet etmiş olmamak için Eshaptan bilitibar bütün icma mevkilerini bilmesi lazımdır. Mutezile’den Nazzam ile Şia icmanın delil-i şer’i olduğunu kabul etmemiştir.
İcma: Resulüllâh (sav) efendimizin vefatından sonra her hangi bir zamanda Ümmet-i Muhammed’in müçtehidlerinin şer’i bir mesele üzerine ittifak etmelerine denir. Vücuhu kıyası bilmek de şarttır. Zira içtihadın ruhu kıyastır. Binaen aleyh bir müçtehid kıyasın erkan ve envaını, şerait ve ahkamını bilmesi lazımdır.
Kıyas: Hüküm ile illette mekısı mekısi aleyhe müsavi yapmaktır” diye tarif edilmiştir. İçtihat için fıkıh ilmini bilmek şart değildir. Çünkü fıkıh içtihadın semere ve neticesidir. Ona tekaddüm etmez. Lakin İmâm-ı Gazali Mustasfa’sında “Zamanımızda içtihat ancak furuu fıkıhta mümarese (tetebbuat yapıp iyice bilmekle) hasıl olabilir” demiştir. İmâm-ı Gazali zamanında fıkıhda mümarese içtihada ehil olmanın şartı olursa zamanımızda evleviyyetle olur. Bin şu kadar seneden beri pek metin ve esaslı küliyyatı asliye ve kavaidi fıkhıyye tahriç ve tesis edilmiştir. Bunlardan hiçbir müçtehit müstağni olamaz.
Bazıların zannettiği gibi içtihat yalnız kıyastan ibaret değildir. İçtihat kıyas tarikiyle olacağı gibi nususu şeriyyenin delaletinden, ima ve işaretinden, vücuhu lügaviyye ve tasarrufatı edibe ve beyaniyeden ve bunlara mümasil ahvali saireden istidlal süretiyle de olur. Her kıyas içtihattır. Lakin her içtihat kıyas değildir.[2]
İçtihadın hükmü:
İçtihadım hükmü galebei zandır. Bir müçtehit kendisinin hakka isabet ettiğini kat’ı surette iddia edemez.[3] Ancak isabet ettiğine zannı galible kâni bulunur. Bu cihetle içtihat katıyyâttan olan usul ve furuda caiz olmaz. Çünkü bunlarda galebeizan kafi değildir. Cezm lazımdır. Bir müçtehit hata etse de indellâh mesul olmaz, mecur olur. Çünkü bir hakkın zuhuru için kendi kudretini sarf etmiştir. Lakin bir müçtehit kendi iktidarını layıkıyla sarf etmeyip doğru yol vazih olduğu halde hilafına içtihadda bulunursa bundan dolayı mesul olur. Bir de âlemin hudusü, kidemi gibi akliyyâta, Hak – teâla’nın zat ve sıfatı gibi ilahiyatta ve nebeviyyatta hak bilittifak bir olduğundan bunlardaki hata ma’füv değildir. İçtihat cumhuru ulemaya göre tecezzi kabul etmez. Yani yalnız birkaç meselenin menatını edille ve esbabını bilen bir alim için yalnız o meselede içtihada kıyam etmek caiz olmaz. | |
|