SoFi Çocuk Web Master
Mesaj Sayısı : 1400 Nerden : BatMan Kayıt tarihi : 06/09/08
| Konu: Namazları vakitlerinde kılmanın önemi Salı Eyl. 23, 2008 2:41 pm | |
| Namazları vakitlerinde kılmanın önemi
Peygamber Efendimiz (sav) namazla ilgili olarak şöyle buyurmuşlardır:
“Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: güzel koku, helal kadın ve gözüm nuru olan namaz”. (Nesai, İşretu'n-Nisa 1)
Kuran’da ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinde Müslümanların yerine getirmesi gereken ibadetler ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Örneğin İslam'ın beş temel şartından olan ibadetlerle ilgili olarak İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır:
"İslam beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah'ın evi Kâbe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak." (Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre(2) 30; Müslim, Îmân 19-22. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 3; Nesâî, Îmân 13)
Bu ibadetler içinde hem Kuran’da hem de Resulullah (sav)’in hadislerinde en çok üzerinde durulanlardan biri şüphesiz ki namaz ibadetidir. Namaz müminler için bir kalkandır, kötülüklerden alıkoyar, iyiliklere, barışa, esenliğe, kardeşliğe götürür. Allah (cc) bir ayette şöyle buyurmaktadır:
"Sana kitaptan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ı zikretmek muhakkak en büyüktür..." (Ankebut Suresi, 45)
Peygamberimiz (sav) bir hadisinde de, ahirette muhasebesi yapılacak ilk amelin namaz olduğunu ve kulun namazları tamamsa kurtulacağını, aksi takdirde hüsrana uğrayacağını bildirmiştir. (Tirmizî, Mevâkît 188. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 149; Nesâî, Salât 9; İbni Mâce, İkâmet 202)
İbni Mes'ud (ra)’dan rivayet edilen bir başka hadiste ise, "Resulullah (sav)’e hangi amel daha faziletlidir?" diye sorulduğu, Hz. Muhammed (sav)'in "Vaktinde kılınan namazdır." (Buhârî, Mevâkît 5, Cihâd 1, Edeb 1, Tevhîd 48; Müslim, Îmân 137-139. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 14, Birr 2; Nesâî, Mevâkît 51) diye cevap verdiği bildirilmiştir.
Kendisi namaz konusunda her zaman çok titiz davranmıştır, ayakta duracak hali kalmayıncaya kadar namaz kılmaya devam etmiştir. (Buhârî, Tefsîrû sûre (48), 2; Müslim, Münâfikîn 81)
Resulullah Efendimiz (sav)'in namaz ile ilgili diğer bazı hadisleri şunlardır:
Câbir radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Beş vakit namazın benzeri, sizden birinizin kapısı önünden akıp giden ve her gün içinde beş defa yıkandığı bol sulu bir ırmak gibidir." (Müslim, Mesâcid 284)
Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i:"Gerçekten kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terketmek vardır" buyururken işittim. (Müslim, Îmân 134. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 15; Tirmizî, Îmân 9; İbni Mâce, İkâmet 17)
"Cemaatle kılınan namazın sevabı yalnız başına kılınan namazdan yirmi derece efdal (en faziletli, en üstün olan)dir." (Buhârî, Ezân 30; Müslim, Mesâcid 249. Ayrıca bk. Nesâî, İmâmet 42; İbni Mâce, Mesâcid 167)
Bu hadis-i şerifler namaz ibadetinin ne kadar önemli olduğunu ve bu ibadette çok titiz olunması gerektiğini açıkça bildirmektedir. Namaz, vaktinde ve huşu içinde kılındığında Allah (cc) Katında makbul bir ibadet hükmündedir. Dolayısıyla namazı kazaya bırakmamak gerekir. Kuran’da Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“… Çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.” (Nisa Suresi, 103)
Ancak eğer namaz istemeyerek de olsa vaktinde kılınamamışsa, mutlaka kaza edilmeli, namazı kaçırdım diyerek kaza namazları ihmal edilmemelidir. Kaza namazlarında da mutlaka sünnet namazlarını da eda etmeli bu sırada namazın tadil-i erkanına (namazın bütün esaslarını usülüne göre yerine getirmeye) dikkat edilmelidir. Çok faziletli bir ibadet olan namaz, Kutlu Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in buyurduğu gibi her Müslümanın “gözünün nurudur”.
Bir Müslümanın özürsüz olarak sünnetleri terk etmesi İslam’ın ruhuna aykırı bir durumdur. Bütün Müslümanlar Resulullah (sav)’in sünnetlerini hayata geçirmeli, onun uygulamalarını titizlikle tatbik etmelidirler. Bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
Andolsun ki Allah, mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler. (Al-i İmran Suresi, 164) | |
|