Allah'ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı şeyleri size söylemiyeyim mi?''
"Evet ey Allah'ın Resülü, söyleyin!'' dediler. Bunun üzerine saydı:
"Zahmetine rağmen abdesti tam almak. Mescide çok adım atmak. (Bir namazdan sonra diğer) Namazı beklemek. İşte bu ribâttır, işte bu ribâttır. İşte bu ribâttır."
(Müslim, Taharet 41)
Bir yerde ölen Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, Kıyamet günü oranın ahalisine bir nur ve onlara (cennete sevkte) bir rehber olmasın.
(Tirmizi, Menakıb 3864)
Dişlerinizi misvaklayın. Çünkü misvak ağız için temizlik sebebidir, Allah'ın rızasına vesiledir. Cibril her gelişinde bana misvakı tavsiye etti; öyle ki bana ve ümmetime farz kılacağından korktum. Ümmetime zorluk veririm diye endişe etmeseydim bunu onlara farz kılardım. Ben öyle (ciddi) misvak kullanırım ki, öndeki dişlerimin (veya diş etlerimin) diplerinden kazınacağı endişesine kapılırım.
(Kütübü Sitte, 6043)
Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor. "İki kişi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın huzurunda küfürleştiler. (Öyle ki) birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
"Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde zuhur eden öfke giderdi: Eûzu billahi mineşşeytanirracim" buyurdular
(Tirmizi, Da'avat 53)
"Cennet ehlinin mertebece en düşük olanı o kimsedir ki: Bahçelerine, zevcelerine, nimetlerine, hizmetçilerine, koltuklarına bakar. Bunlar bin yıllık yürüme mesafesini doldururlar.
Cennetliklerin Allah nezdinde en kıymetli olanları ise, vech-i ilahiye sabah ve akşam nazar ederler."
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sonra şu ayeti okudu. (Meâlen): "Yüzler vardır, o gün ter ü tâzedir, Rablerini görecektir" (Kıyamet 22-23).
(Tirmizi, Cennet 17)
Cennet ehlinden derecesi en düşük olanın seksenbin hizmetçisi, yetmişiki zevcesi vardır. Onun için inciden, zebercedden ve yakuttan bir çadır kurulur. Bu çadır, Câbiye'den San'a'ya kadar uzanan bir büyüklüktedir.
(Tirmizi, Cennet 23)
Sizden hiç kimse, maruz kaldığı bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari şöyle söylesin: "Rabbim, hakkımda hayat hayırlı ise yaşat, ölüm hayırlı ise canımı al."
(Müslim, Zikr 10)
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yere bir çizgi çizdi ve: "Bu insanı temsil eder" buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: "Bu da ecelini temsil eder" buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: "Bu da emeldir" dedi ve ilâve etti: "İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir.
(Tirmizi, Zühd 25)
Kim evinden temizlenmiş olarak farz namaz için çıkarsa, onun ecri, tıpkı ihrama girmiş hacının ecri gibidir. Kim de kuşluk namazı için çıkar ve sırf bu maksadla yorulursa onun ücreti de umre yapanın ücreti gibidir. Namaz kıldıktan sonra araya lağv (dünyevi kelam) sokmadan kılınan iknici namaz, İlliyyin (denen cennetin yüce makamın)da yazılıdır.
(Ebu Davud, Salat 49)
Kim, (din) kardeşinin ırz ve namusunu onu gıybet edene karşı savunursa, Allah da kıyamet günü o kimseyi cehennemden korur.
(Tirmizi, Birr 20)
Bereket, büyüklerinizle birlikteliktir.
(Hâkim, el- Müstedrek)
Her sarhoşluk veren şey (dinde yasaklanan içki olan) hamr grubundandır ve sarhoşluk veren her şey haramdır.
(Müslim, Eşribe 73)
Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde sun!
(Müslim, Birr 143)
Şurası muhakkak ki, Allah her nefsi yaratmış, onun hayatını, ölümünü, rızkını ve uğrayacağı musibetlerini yazmıştır.
(Tirmizi, 2144)
Benim hakkımda yalan söylemeyin. Zira benim üzerime yalan uyduran cehenneme girerHADİS-İ ŞERİFELER:Eğer kişi namazını herkesin gözü önünde kılınca (edebine uygun kılar) güzel yapar, tek başına kimsenin görmediği durumda kılınca da (edebine uygun kılar) güzel yaparsa, Allah Teâla hazretleri (onun ibadetinden memnun kalır ve:) "Bu (kulluğunu riyasız yapan) gerçek bir kulumdur" der,
(KS, 7247)
Bir adam: "Vallahi Allah falancayı mağfiret etmiyecek!" diye kesip attı. Allah Teâla Hazretleri de: "Falancaya mağfiret etmiyeceğim hususunda yemin eden de kim? Ben ona mağfiret ettim, senin amelini de iptal ettim!" buyurdu
(Müslim, Birr 137)
Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd'e hatta yarım müdd'e bedel olmaz.
(Müslim, Fedâilu's-Sahâbe 207)
Bir sefere üç kişi beraber çıkınca birini emîr (başkan) yapsınlar.
(Ebu Davud, Cihad 87)
Kişinin sırtında odun taşıyarak geçimini sağlaması, versin veya vermesin birisinden bir şey istemesinden daha hayırlıdır.
(Buhari, Buyu 15)
Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşaratından yemeye de salmamıştı.
(Buhari)
Ümmetimin kıyâmet gününde dünyada aldıkları abdest eserlerinden yüzleri, elleri ve ayakları nûrlu yani parlak insanlar olarak çağırılırlar. O halde içinizden bu parlaklığı daha ziyâde uzatmağa kimin gücü yeterse yapsın.
(Buhari)
Ölü can verince melekler ondan "(Âhirete) ne götürdü?" der. İnsanlar da "Geriye (miras) ne bıraktı?" der.
(Beyhaki)
Allah'ın rahmet ve inayet eli cemaat ile beraberdir.
(Tirmizi, Fiten 7)
Sizden biriniz mescide girdiği zaman iki rek'at namaz kılıncaya kadar yani kılmadıkça oturmasın.
(Buhari)
Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!
(Ebu Davud)
Her müslümanın haftada bir gün başını ve bütün bedenini yıkamak sûretiyle gusletmesi yani boy abdesti alması onun uhdesinde Allah'ın hakkıdır
(Beyhaki)
Namaza durduğun zaman tekbir al. Sonra Kur´an´dan kolayına geldiği kadar âyet oku. Ardından rükûa var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar öylece dur. Sonra başını kaldır, ayakta iyice doğruluncaya kadar dur. Ardından secdeye var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar secdede öylece kal. Sonra başını kaldır, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar otur. Namazın bütün rekâtlarında bunu böyle yap.
(Müslim, Salât 45)
Masrafta iktisat, geçimin yarısıdır. İnsanlara dostluk ve muhabbet aklın yarısıdır. ilmi soruda naziklik, samimilik ve güzellik bilginin yarısıdır.
(Taberani)
İlim öğretin; fakat uns ve şiddet göstermeyin! Zira güler yüzlü muallim sert olandan hayırlıdır.