SoFi Çocuk Web Master
Mesaj Sayısı : 1400 Nerden : BatMan Kayıt tarihi : 06/09/08
| Konu: HZ.SÜLEYMAN (A.S) MUCİZELERİ Salı Eyl. 09, 2008 12:20 am | |
| Hz. Süleyman’ın Mucizeleri a) Kuşlardan İstifade Etmek
Kur’an-ı Kerim, “Süleyman, Davud’a vâris oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi…” (Neml, 27/16) buyurarak, Hz. Süleyman’a (as) verilen bir mucizeden bahsetmekte ve bu vesileyle bizlere, kendi dar dünyamızın dışında yeni açılım ufukları göstermektedir.
Bu ayet-i kerimeden ilk anladığımız şey bir mucize olarak Hz. Süleyman’a kuşların dilinin öğretildiği gerçeğidir. Kur’an, bu hakikati ifade ettiği dönemde kuşların kendilerine göre konuşup anlaştıkları bir dilleri ve anlaşma yollarının olduğu bilinmiyordu. İnsan dışındaki canlıların konuşmadıkları zannedildiği için de eski mantıkçılar, insanı “insan, hayvan-ı nâtıktır (konuşan hayvandır)” şeklinde tarif ediyor ve konuşmayı, onu diğer canlılardan ayıran temel vasıf olarak görüyorlardı. Onları kendi anlayışları içinde bırakalım, meseleyi çok iyi anlayan “Mantıku’t-tayr” isimli eserin yazarı Feridüddin Attâr, Lafonten’den asırlarca önce kuşları konuşturuyor ve hayvanların dili konusunda bize bir kapı aralıyordu.
Ayet-i kerimedeki “kuş dili” ifadesinden kuşların kendilerine göre bir dillerinin olduğu ve hemcinsleriyle bu yolla konuştukları anlaşılabilirse de burada esas vurgulanmak istenen şey bunun daha ötesinde bir şeydir. O da, beşerin kuşların dillerini öğrenebileceği ve çeşitli aletlerden de istifade ederek kuşların yaşayışlarına vâkıf olup onlar vasıtasıyla pek çok şey başarabilecekleridir.
b) Metafizik Varlıklardan İstifade Etmek
Bu konuya temas sadedinde Kur’an, “Şeytanlar arasından da, onun (Hz. Süleyman) için dalgıçlık yapan (ve inciler çıkaran) ve bundan başka işler görenler vardı.” (Enbiya, 21/82) ayetiyle, şeytanlar arasından Hz. Süleyman’a hizmet edenlerin bulunduğu bildirilmektedir ki, bundan insanların cin, şeytan ve ruhanîler gibi fizik ötesi varlıklarla muhabere yapabilecekleri ve onlarla, değişik yollarla diyalog kuracakları ve anlaşma tesis edilebileceklerini anlamak mümkündür. Günümüzde bu varlıklarla irtibat kurmak ve onlardan değişik sahalarda istifade etmek adına pek çok çalışmalar yapılmaktadır.
Aynı zamanda bu ayet-i kerimede, kendisine hem peygamberlik, hem de saltanat lutfedilen bir nebinin durumu arz edilerek, manevi yönü itibariyle dört başı mamur olduğu gibi, maddi yönüyle de muasırları üzerinde hükümran olan üstün bir toplumun durumu anlatılmakta ve böyle bir durumu ihraz edebilmek için takip edilmesi gereken yol gösterilmektedir. Aslında bununla, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için sadece teknik sahadaki gelişmeler yeterli olmadığı, olamayacağı ve maddenin sınırlılığı içinde halledilemeyen daha pek çok mesele bulunduğu/bulunacağı hatırlatılmaktadır. Bu meselelerin çözümü ise ancak metafizik varlıklardan istifade etmekle mümkün olacaktır. İhtimal gelecekte, devletlerarası bir kısım muhaberelerde cinlerden istifade etme de gündeme gelebilir. Hz. Süleyman’ın (as), hiçbir alet ve edevâta ihtiyaç hissetmeden şeytanlardan bazılarını değişik işlerde kullanması, bu sahada beşerin ulaşabileceği işte bu son sınırı göstermektedir.
c) Eşyanın Suretinin veya Kendisinin Nakli
Cenab-ı Hak, Hz. Süleyman’ın mucizelerinde eşyanın naklini ifade eden bir başka ayet-i kerimede de şöyle buyurur: “Kitaptan (Allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan bir zat (Hz. Süleyman’a ): “Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm” dedi.” (Neml, 27/40)
Bu ayette, Hz. Süleyman’ın kendisinin bir mucizesi veya yine O’nun bir mucizesi olarak İbni Mesud’a göre Hızır’ın, İbni Abbas’a göre ise Hz. Süleyman’ın veziri Asaf bin Berhıya’nın kerameti olarak Sebe melikesi Belkıs’ın tahtını göz açıp kapama gibi çok kısa bir zaman dilimi içinde ta Sebe’den Hz. Süleyman’ın getirmesi anlatılmaktadır. İşte bu ayet -burada anlattığı gerçek mahfuz- gelecekte eşyanın sûretinin veya kendisinin nakledilebileceği mevzuunda bir kısım ipuçları vermekte ve insanları bu mevzuda düşünüp araştırmaya sevk etmektedir. Eşyânın ayniyle ve suretiyle nakledilmesinin yanında, suretleri sadece iki buuduyla nakleden televizyonların, halihazırdaki durumları itibariyle çok geri sayıldıklarını söyleyebiliriz. Gelecekte belki daha çok buudlarda suret nakleden aletler icat edilecektir. Hatta bu ayet-i kerimeden teknik ve teknolojinin -günümüzdeki seviyesi itibariyle imkansız gibi görülse de- bir alıcı cihaz bulunmadan nakil meselesinin gerçekleştirilebileceği üzerinde de durulabilir.. | |
|