MERHABA" VE "SELAM"
Yüce Mevlâ'mızın bizim üzerimize borç kıldığı selâmı kullanıyoruz, arkasından da "merhaba" diye bir kelime söylüyoruz. Bunun islâm'da bir yeri var mıdır? Yoksa kullanılması mahzurlu mudur?
Her milletin bir selâmlaşması vardır, islâm milletinin selâmlaşması da "Selâm" kelimesi ile olan selâmlaşmadır. Yani müslümanlar selâm verirken "selâmün aleyküm" derler. "Selâm" Allah'ın isimlerindendir. Sesli verilmesi ve sesli iade edilmesi gerekir (Kurtubî V/303). Elle, parmakla, ayakla selâmlaşma olmaz. Müslümânlar karşılaştıklarında ilk sözleri "Selâm" (selâmün aleyküm) olur. (Es-selâm kablel-kelâm). "Merhaba" ise bir selâmlama değil bir ağırlama terimidir", "yer genişliği" anlamını ifade eder. Bu itibarla gelen birisine "merhaba" denir. Yani; darlik çekmeyesin, geniş olasın, rahat edesin... demek olur. Bazan buna "ehlen" kelimesi de eklenir ve; yabancılik hissetmeyesin, ehlinin ve çoluk-çocuğunun yanındaki gibi rahat olasın, anlamına gelir (bk. Râgib, Müfredât,191; Ibnü'1-Esîr, en-Nihâye, N/207). Görüldüğü gibi bu anlamdaki bir kelimeyi, uzaktan gelenin selâm olarak söylemeşinin anlamı yoktur. Gelen, selâm verir. Bulunanlar selâmı "aynen, ya da daha güzeli ile" iade ederler (bk. K. Nisâ, (4) 86). Sonra da "merhaba", -ya da "merhaba, ehlen" derler. Bu, işaret ettiğimiz gibi onu ağırlamak ve ona iltifat olmuş olur. "Merhaba" terimi, bu anlamda Rasulüllah Efendimiz (sav) tarafından da çokça kullanılmıştır(Örnek olarak bk. Buharî, iman 40; Müslim, iman 24; Ebu Davud menasik 56). İslâm alimleri de bunlara dayanarak, gelenin selâmı alındıktan sonra ona "merhaba" demenin de müstehap olduğu hükmünü çıkarmışlardır (Ibn Hacer, agk.; Aynî, Umedetü'1-Kârî, I/355).
Anadolumuzun hemen her yerinde, sünnetten kaynaklanan bu güzel uygulama devam etmektedir. Bir gelenek olarak değil de, sünnette yer aldığını hesaba katarak söylenmesi halinde söyleyene sevap da kazandırır.