ALLAH ve RASULULLAH AŞKIYLA YANANLaR GeLSiN HUZUR ÎSLÂMDA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ALLAH ve RASULULLAH AŞKIYLA YANANLaR GeLSiN HUZUR ÎSLÂMDA

MUHAKKAK Kİ;ALLAH ADALETİ; İYİLİĞİ, AKRABAYA VE MUHTAÇLARA YARDIM ETMEYİ EMREDER; ÇİRKİN İŞLERİ; FENALIK VE AZGINLIĞI YASAKLAR DÜŞÜNÜP İBRET ALASINIZ DİYE SİZE NASİHAT VERİR NAHL 90. AYET
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ALLAH HZ. İSA VE HZ. MEHDI’YE DÜNYAYI HAZIRLIYOR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SoFi Çocuk
Web Master
Web Master



Erkek Mesaj Sayısı : 1400
Nerden : BatMan
Kayıt tarihi : 06/09/08

ALLAH HZ. İSA VE HZ. MEHDI’YE DÜNYAYI HAZIRLIYOR Empty
MesajKonu: ALLAH HZ. İSA VE HZ. MEHDI’YE DÜNYAYI HAZIRLIYOR   ALLAH HZ. İSA VE HZ. MEHDI’YE DÜNYAYI HAZIRLIYOR I_icon_minitimeCuma Eyl. 12, 2008 2:35 am

ALLAH HZ. İSA VE HZ. MEHDI’YE DÜNYAYI HAZIRLIYOR

Günümüzde dünya genelinde yaşanmakta olan tüm siyasal, toplumsal ve teknolojik gelişmeler ahir zamanın iki kutlu şahsı olan Hz. İsa’nın nuzulü ve Hz. Mehdi’nin zuhuru için Allah Tarafından yaratılan özel olaylardır.

Son dönemlerin önemli gündem konularından biri olan Ergenekon çetesini, Sayın Adnan Oktar 1997 yılında nasıl deşifre etmiştir?

Bediüzzaman Said Nursi asrın Kuran tefsiri olarak kabul edilen Risale-i Nur Külliyatı’nda, “Ergenekon çetesi” ile ilgili hangi saptamalarda bulunmuştur?

Ergenekon çetesinin çökertilmesinin Mehdiyet için önemi nedir?

Müslümanlar yakın tarihimizde yaşanan olayları doğru analiz edebilmek için, nasıl bir bakış açısına sahip olmalıdırlar?

Evrenin başlangıcından günümüze kadar olan tarihi, tarafsız bir gözle incelediğimizde çok önemli bir gerçekle karşılaşırız: İnsanlık tarihi, önceden takdir edilmiş bir düzene göre, belirli sebepler ve amaçlar doğrultusunda ilerlemektedir. Bu tarihi süreçte tesadüflerin asla yeri yoktur.

Bütün insanlık tarihinin merkezinde "Hak Din" bulunmaktadır. Olaylar, Yüce Allah'ın belirlediği kusursuz düzene göre gelişmekte ve yaşanmaktadır. Tarihe geçmiş tüm savaşlar, barış anlaşmaları, afetler, çöken imparatorluklar ve kurulan yeni devletler, ideolojiler, yapılan keşifler, tüm bu olaylarda rol oynayan insanlar ve saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok sayıda detayın hepsi Yüce Allah'ın kontrolündedir ve O'nun hikmetli yaratışının bir parçasıdırlar.

İslamiyet’in indirilmesinin ardından dünya tarihinin hiç kuşkusuz en önemli olayı, Hz. İsa’nın nüzulü ve Hz. Mehdi’nin zuhurunun ardından gerçekleşecek olan “İslam ahlakının yeryüzü hakimiyeti”dir. Yazımızda dikkat çektiğimiz örnekler de göstermiştir ki; yegane güç ve hüküm sahibi Allah, dünya tarihini ilk andan itibaren bu önemli müjdenin gerçekleşeceği dönem için düzenlemektedir. Bu nedenle Mehdiyet konusunun izlerini tarihten günümüze birçok farklı dönemde ve farklı gelişmede görmek mümkündür.

MEHDİYET’İN OSMANLI TARİHİNDEKİ İZLERİ

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in yaklaşık 14 asır önce hadislerinde müjdelediği Mehdiyet konusu, İslam tarihinde her dönemde önemli bir yer tutmuştur. Pek çok İslam alimi, tarihçi ve araştırmacı Hz. Mehdi hakkında eserler kaleme almış ya da eserlerinde Mehdiyet konusuna geniş yer ayırmıştır.

Osmanlı tarihi incelendiğinde de Mehdiyet konusunun 600 yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu padişahlarının üzerindeki etkileri görülmektedir. Hz. Mehdi'nin gelmesi konusu Osmanlı zamanında da büyük önem taşımıştır. Genel olarak Ehl-i Sünnet inancının hakim olduğu Osmanlı'da Osman Gazi, Yavuz Sultan Selim, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi tüm büyük devlet adamları Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin geleceğine inanmışlardır. Osmanlı'nın bir cihan devleti kurması ve dünyanın süper gücü haline gelmesinde, bu inanca sahip olunmasının büyük etkisi olmuştur.

Örneğin Fatih Sultan Mehmet Han, Mehdiyet konusuna çok önem vermiş, İstanbul’u fethetmeyi ancak Hz. Mehdi’nin İstanbul’u manen fethedeceğine ikna olduktan sonra kabul etmiş ve İstanbul’un fethinden sonra şehri Hz. Mehdi dönemi için dizayn ettirmiştir.

MEHDİYET’İN YAKIN TARİHİMİZDEKİ İZLERİ

Çetelerin Çökertilmesi Hz. Mehdi’nin Bir Alametidir

Ergenekon Çetesi Darwinist-Materyalist Sol Bir Yapılanmadır…

Ergenekon çetesinin deşifre edilmesi, uzun yıllardır gündeme gelen derin devlet vb. kavramların gerçek ismiyle gün yüzüne çıkışıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin inancını, dirlik ve düzenini silah yoluyla bozmaya kalkışan bu çete, Türk Milleti’nin harcı olan manevi değerlere ve bunları savunanlara karşı savaş açmış bir komite yani çeteydi. Bu çete, Devletimizin üst kademelerindeki bürokraside de kendine yer edinerek, etki alanını genişletmiş ve uzun yıllar boyunca da şer eksenini kuvvetlendirmişti.

Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı. Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki: “Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonar velisine: Ailesinin yok oluşuna biz şahid olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz. diyelim”
(Neml Suresi, 48-49)



Ergenekon çetesi aslında bir komünist fikir, düşünce ve ideal birliğidir. İşte üzerinde durulması gereken en önemli nokta da budur. Çünkü çetenin eylemlerine yön veren itici güç, fikri yapılarıdır. Materyalist-Darwinist ateist sol yapıları… Buna karşılık Türk Milleti’nin bin iki yüz elli yılı aşkın zamandır süregelen kuvvetli manevi yönünün temeli ise, İslam ahlakıdır. Ergenekon çetesi, İslam ahlakına, onu yaşayanlara ve yüceltenlere karşı mücadele eden bir çetedir. Türkiye’nin din ahlakından uzaklaşmasını, insanlarının materyalist felsefe doğrultusunda eğitilmesini, sisteminin de, bu düşüncelerin kaynağı olan komünizm olmasını hedeflemişti. Bu hedef, Devletimizin ve Milletimizin şimdiye kadar karşısına çıkmış en büyük tehlikelerden biriydi. Çünkü Ergenekon çetesi, kimlikleri bilinmeyen ama ülkedeki inançlı insanları mağdur edebilecek birçok mekanizmaya etki eden gizli loca benzeri bir yapıdaydı. 1980’lerde İtalya’da Temiz Eller Operasyonu ile çökertilen P2 Mason Locası, buna benzer bir örnek olarak gösterilebilir. P2 locasının içinde askerlerden, hakimlerden, medyadan, iş dünyasından, bürokrasiden pek çok kişi vardı.

Ergenekon da, bir nevi P2 Mason Locası benzeri yapısıyla kimse tarafından sezilemiyor, böylece çete üyeleri amaçlarına erişebilmek için rahat bir ortam elde ediyorlardı. Bürokraside belli bir makam sahibi, medyada güç sahibi, sivil toplumda etki sahibi kimseler olarak, yaşamın önemli mekanizmalarında, örneğin adalet mekanizmasında, eğitim mekanizmasında vb. yerlerde nüfuz sahibi olabiliyorlardı. Bu şekilde hedef aldıkları inançlı kimselere haksızlık yapılmasını sağlayarak onları mağdur ediyorlardı. Ayrıca çete, yurt dışındaki aynı fikre sahip ateist-Darwinist sol yapılanmalarla da birlikte hareket ederek, darbelerle, terörle halkı bezdiriyor, iftira ve komplo gibi metotlarla belli bir kesim dindarları sindiriyordu.

Ta ki, Fahri Başkanı Sayın Adnan Oktar olan Bilim Araştırma Vakfı (BAV)’nın Devletin içine sızmış, komünist bir derin devlet çetesinin varlığına dair son yıllardaki açıklamalarına kadar…

BAV Camiası günlük gazetelerde yaklaşık 2 yıldır tam sayfa ilanlar vererek “Komünist Bir Derin Devlet Çetesi”nin varlığını deşifre etti. Nitekim bu ilanlar sonrasında, ateist-komünist fikri yapılı Ergenekon çetesinin tespiti ve çökertilmesi, birbiri ardınca gelişen olaylarla gerçekleşti.

Ergenekon çetesi, materialist-Darwinist ateist yapısıyla, ahir zamanda Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği Deccaliyet’I temsil eden bir oluşumdur.



Sayın Adnan Oktar Ergenekon Çetesini İlk Ne Zaman Deşifre Etti?

BAV Fahri Başkanı Sayın Adnan Oktar, söz konusu çetenin varlığını ilk olarak 1997 yılında deşifre etmişti. Değerli yazarın “Terörün Perde Arkası” isimli eserinin 1997 Mayıs baskısında “Ergenekon” başlığı altında bu çetenin varlığı, fikir ve eylem yapısı detaylarıyla kaleme alınmıştı. Ancak o zamanlar kimse bu durumun farkında olmadığından konu gündemde değildi ve yalnızca ilgililerin dikkatini çekmişti. Bu ilgililerden biri de Ergenekon çetesinin ta kendisiydi! Çünkü Ergenekon, daha önceki kitaplarında siyonizmin ve masonluğun bilinmeyen yönlerini ortaya koyan Sayın Adnan Oktar tarafından, kamuoyu önünde ilk defa deşifre ediliyordu. Çete, Darwinizm ve materyalizm karşıtı eserleriyle bilinen Sayın Adnan Oktar’ı ve aynı doğrultuda binlerce konferans veren BAV’ı zaten fikri yapı itibariyle bir hedef olarak görürken, bir de deşifre edilince bu camiadan daha da rahatsız oldu. Artık “devletini seven ve sahip çıkan”, “milli ve manevi değerleri korumak için bilimsel ve kültürel çalışmalar yapan”, yetişmiş, aydın, vatansever ve dindar BAV camiası, Ergenekon’un öncelikli hedefiydi! Nitekim BAV, Ergenekon çetesinin ele geçen dokümanlarında ve örgüt bildirgesinde, çetenin “mücadele edilmesi gerekenler” listesinde yer almaktaydı.

1997’deki bu deşifreden bir süre sonra, dindar birtakım kesimlerin de bazı mağduriyetler yaşadığı dönemlerin sonunda (Kasım 1999), BAV’a geniş çaplı bir polis operasyonu yapıldı. Sayın Adnan Oktar ve bazı BAV mensupları, aylarca tutuklu kaldı. Bu sırada belli bir medya kesiminde iftira kampanyaları başlatıldı. Ergenekon çetesinin karanlık oyunları sonucunda da Sayın Adnan Oktar ve bazı BAV mensupları hakkında, yıllarca devam eden yargılama süreci sonunda zaman aşımına uğrayan davaları bozularak, hiçbir delil bulunmamasına ve kamuoyu tarafından masumiyetlerine inanılmasına rağmen mahkemece mahkumiyet kararı verildi.

Ergenekon Çetesi Nasıl Çökertildi?

Ergenekon çetesi, materyalist-Darwinist ateist yapısıyla, ahir zamanda Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği Deccaliyet’i temsil eden bir oluşumdur. Deccaliyet ise, ateist Darwinist-materyalist düşünceden beslenir. Deccaliyet, Ergenekon çetesini kullanarak bu düşüncenin Müslüman Türk Milleti içinde yayılmasını hedeflemiş, on yıllardan beridir ülkemizde sağ-sol, alevi-sünni, Kürt-Türk, laik-Müslüman gibi suni çatışma kavramları üreterek kardeş kanı dökülmesine neden olmuştur. Oysa ülkesini, devletini ve milletini gerçekten seven bir kişinin kendi topraklarında bu şekilde bir ayrılık çıkarması mümkün değildir. Gerçek bir milliyetçi, gerçek bir Atatürkçü, ülkesinde karışıklık ve istikrarsızlık meydana getiren bir çetenin üyesi olamaz.

Tüm bu gerçeklere dayanarak Ergenekon’un varlığının deşifre edilmesi, ideolojisinin ortaya konması, ülkemize zararlarının anlatılması sürecinin sonunda, İslam ahlakı karşıtı bu çetenin ele geçirilmesi, Devletimiz ve kahraman ordumuzun eliyle gerçekleşti. Ülkemizin, Devletimizin ve Milletimizin baş koruyucusu kahraman ordumuz, Allah’ın ilhamıyla bu şer’i fikir ve yapılanmaların yaygınlaşmasının önüne geçmek için Deccaliyetin komitesi yani çetesi olan Ergenekon’u çökertti.

Bediüzzaman Said Nursi Ergenekon Çetesine Nasıl Dikkat Çekmiştir?

Deccaliyetin komitesinin, ahir zamanda bu şekilde çökertileceğini, geçtiğimiz yüzyılın büyük müceddidi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de eserlerinde bildirmiştir:

İkinci İşaret, yani Altıncı İşaret: Hazret-i Mehdi'nin cem'iyet-i nuraniyesi (aydın insanlardan meydana gelen topluluğu), Süfyan komitesinin tahribatçı rejim-i bid'akâranesini (din dışı uygulamalar getiren rejimi) tamir edecek, Sünnet-i Seniyeyi ihya edecek; yani âlem-i İslâmiyette Risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) (Peygamberimiz (sav)’in peygamberliğini) inkâr niyetiyle Şeriat-ı Ahmediyeyi (A.S.M.) (Peygamberimiz (sav)'e vahyedilen Kuran- Kerim'in hükümlerini) tahribe çalışan Süfyan komitesi, Hazret-i Mehdi cem'iyetinin mu'cizekâr (mucize gösteren) manevî kılıncıyla (fikren) öldürülecek ve dağıtılacak. (Mektubat, s.472)

Hz. Mehdi’nin çıkış alametlerinin belirdiği bir dönemde, Deccal’in Türk Milleti’nin içinden çıkacağını, Deccal’in komitesi olduğu anlaşılan Ergenekon çetesinin de milliyetçi duyguları İslam ahlakının değerlerine ve Türk Milleti’nin bünyesine karşı kullanacağını ve kahraman ordumuzun, fikri yapısı deşifre edilmiş bu sinsi yapının çökertilmesinde rol alacağını Said Nursi aynen ifade etmiştir:

“Şarkın en cesur ve kuvvetli ve kesretli (çeşitli, kalabalık) kavmi ve İslâmiyet’in en kahraman ordusu olan Türk milleti, o rivayet zamanında Horasan taraflarında bulunup daha Anadolu'yu vatan yapmadığından, o zamandaki meskenini zikretmekle Süfyanî Deccal onların içinde zuhur edeceğine işaret eder.

Gariptir, hem çok gariptir: Yedi yüz sene müddetinde İslâmiyet’in ve Kur'ân'ın elinde şeref-şiar (şeref işareti), bârika-âsâ (şimşek gibi) bir elmas kılınç olan Türk milletini ve Türkçülüğü, muvakkaten (geçici olarak) İslâmiyetin bir kısım şeâirine (alametlerine) karşı istimal etmeye (kullanmaya) çalışır! Fakat muvaffak olmaz, geri çekilir. Kahraman ordu, dizginini onun elinden kurtarıyor diye rivayetlerden anlaşılıyor.”

Tarih Boyunca Din Ahlakına Karşı Kurulan Tüm Tuzaklar Bozulmuştur

Dokuzlu çete olarak Kuran'da bildirilen grup, tarih boyunca din ahlakına karşı olan kişilerin kurduğu çete yapılaşmasının önemli örneklerinden biridir. Allah, Kuran’da Hz. Salih'in döneminde yaşamış olan bu çetenin yaptığı planı ve Hz. Salih aleyhinde kurduğu tuzağı, tüm iman edenlere bir öğüt olması için haber vermiştir. Bu grubun üyelerinin en önemli özelliği, içinde yaşadığımız dönemdeki çete örneklerinde de gördüğümüz gibi, din ahlakına karşı kötülük ve bozgunculukta iş birliği yapmalarıdır. Dokuzlu çetenin, Hz. Salih’e kurduğu tuzak, Kuran'da şöyle bildirilmiştir:

Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı. Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki: "Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonra velisine: Ailesinin yok oluşuna biz şahid olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz, diyelim." (Neml Suresi, 48-49)

Dokuzlu çetenin kurduğu hileli düzen, tarih boyunca iman edenlere kurulan tüm tuzaklarla aynı akıbete uğramıştır. Allah, kurmakta oldukları bu tuzağı onların aleyhine çevirmiştir. Bu durum, bugün Ergenekon çetesinde olduğu gibi tarih boyunca hiçbir çetenin din ahlakına karşı kurduğu planlarında başarıya ulaşamadığının, bundan sonra da ulaşamayacağının önemli delillerinden biridir. Allah “dokuzlu çeteye” verdiği karşılığı şöyle haber vermektedir:

Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk. Artık sen, onların kurdukları hileli-düzenin uğradığı sona bir bak; Biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik. İşte, zulmetmeleri dolayısıyla enkaza dönüşmüş ıpıssız evleri. Şüphesiz bilen bir kavim için bunda bir ayet vardır. (Neml Suresi, 50-52)

İçinde yaşadığımız ahir zamanda dokuzlu çete benzeri bir örgütlenme olan “Ergenekon çetesi” örneğinde de görülmüştür ki; ahlaksızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık, haksızlık ve adaletsizlik üzerine bina edilmiş hiçbir sistem kalıcı olamaz. Her türlü batıl ve dejenere sistem yok olmaya mahkum olduğu gibi, Deccaliyet sisteminin kurmuş olduğu “Ergenekon” oluşumu da Allah’ın izniyle dağıtılmaktadır.

Unutulmamalıdır ki Yüce Rabbimiz, ahir zamanda dünyada gelişen tüm olayları Hz. İsa ve Hz. Mehdi’nin çıkışına zemin hazırlığı olarak yaratmaktadır. Bu nedenle son dönemde ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler, ahir zamanın müjdelenen şahsı Hz. Mehdi’nin çıkış alametlerini oluşturan, dikkatle takip edilmesi gereken olaylardır.

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.
(Nur Suresi, 55)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ALLAH HZ. İSA VE HZ. MEHDI’YE DÜNYAYI HAZIRLIYOR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ALLAH ve RASULULLAH AŞKIYLA YANANLaR GeLSiN HUZUR ÎSLÂMDA :: KIYAMET GELİYOR HAZIR OLUN !!!-
Buraya geçin: