ALLAH ve RASULULLAH AŞKIYLA YANANLaR GeLSiN HUZUR ÎSLÂMDA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ALLAH ve RASULULLAH AŞKIYLA YANANLaR GeLSiN HUZUR ÎSLÂMDA

MUHAKKAK Kİ;ALLAH ADALETİ; İYİLİĞİ, AKRABAYA VE MUHTAÇLARA YARDIM ETMEYİ EMREDER; ÇİRKİN İŞLERİ; FENALIK VE AZGINLIĞI YASAKLAR DÜŞÜNÜP İBRET ALASINIZ DİYE SİZE NASİHAT VERİR NAHL 90. AYET
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 NAMAZIN İRADELİ VE ÇALIŞKAN YAPMASI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SoFi Çocuk
Web Master
Web Master



Erkek Mesaj Sayısı : 1400
Nerden : BatMan
Kayıt tarihi : 06/09/08

NAMAZIN İRADELİ VE ÇALIŞKAN YAPMASI Empty
MesajKonu: NAMAZIN İRADELİ VE ÇALIŞKAN YAPMASI   NAMAZIN İRADELİ VE ÇALIŞKAN YAPMASI I_icon_minitimeCuma Eyl. 12, 2008 11:23 am

Namazın İradeli ve Çalışkan İnsan Yetiştirmedeki Rolü


Günde beş defa, Allah’ın huzurunda durarak O’ndan başka her mabuttan yüz çeviren, İslam ve tevhit inancının doğuş yeri olan Ka’be’ye yönelen, ruhunu doğru niyetle temizleyen, mabuduna hitaben ilk sözü tekbir getirmek olan, böylece Allah’ın her nitelendirmeden daha üstün olduğunu her namazın başında tekrarlayan, en azından günde on defa Fatiha suresini okuyarak Allah’ı övgüyle anan ve gerçek övgünün O’na layık olduğunu ifade eden bir kimsenin nazarında artık maddi güçlerin bir değer ve ağırlık taşıması mümkün olamaz. Bu şekilde namaz kılan kimse artık ilahi ve insani hedefler uğruna çaba gösterirken hiçbir güç ve engelden de korkmaz. İşlerini sadece Allah için yapar ve her türlü şirk ve yağcılıktan uzak olur.

Namaz, gerçek bir huşu ile kılınırsa insanın ruhunun yücelmesinde inanılmaz bir etkiye sahiptir. Namaz sayesinde insanda, sadece Allah’ın emirleri karşısında boyun eğen, sarsıcı olaylar karşısında sebat gösteren ve İslam tarihinde örnekleri çok bulunan yiğit şahsiyetler gibi en zor şartlarda direnç ve sabır örneklerini sergileyen hür irade sahibi bir ruh meydan gelir.

Namazda okunan Fatiha suresi İslam’ın temel çizgilerini ve Kur’an’ın ana öğretilerini kısaca ortaya koymaktadır.

Allah’ın her şeyi yaratıp yönettiği, O’nun her işinin güzel ve övgüye layık olduğu, kıyametin varlığı, insanın yaptıklarından dolayı hesaba çekileceği ve Allah’ın her şeye özellikle insana karşı merhametli olduğu, her türlü şirki reddederek doğru yola bağlılık ve onda sebatlı olmanın gerekliliği ve her türlü sapıklıktan uzak olmaya çalışmak gibi temel konular Kur’an’ın giriş suresi olan Fatiha’da açıkça ifade edişmiş ve namaz kılan kimse her namazında bu sureyi okumakla yükümlendirilmiştir.

Şimdi, Fatiha Sure’sinin mealini vererek kısaca açıklamaya çalışalım:

- BİSMİLLAHİRREHMANİRREHÎM
-Yani: Rahman Rahim Allah’ın Adıyla

Her işi rahmeti geniş ve sürekli olan Allah’ın adıyla başlıyoruz. Çünkü işlerde Allah’tan başkasının ismini anmak ve başkasından yardım dilemek bir nevi şirk sayılır ve mümin bir kimse, Yüce “Allah’ın yüce ismini tenzih et. (25)” emrine uyarak Allah’ın ismini başka bir isimle birlikte anmaktan uzak durmalıdır.

- ELHEMDU LİLLAHİ REBBİL ĚLEMÎN:
- Övgü, alemlerin Rabbi Allah’a aittir.

Tüm övgü ve senalar alemleri yaratan ve yaratıkları kemal yoluna kılavuzluk eden Allah’a aittir. Tüm iyilik ve güzellikler, her türlü eksiklikten uzak bulunan Yüce Allah’tan kaynaklanır.

- ERREHMANİRREHÎM:
- (O) Rahman ve Rahimdir. (Merhameti geniş ve süreklidir.)

Her şey Allah’ın merhamet ve şefkatinden yararlanmaktadır; O’nun merhameti tüm varlıkları kapsamıştır; özel rahmeti ise imanlı temiz kulları hakkında süreklidir.

- MALİKİ YEWMİDDÎN:
- Cezâ ve mükâfat gününün sahibidir.

Yani, insan ölmekle yok olmamaktadır ve herkes, her şeyin Allah’a boyun eğdiği ceza ve mükafat gününde yaptıklarının hesabını verecektir.

Her namazda bu inancını tekrarlayan mümin, günah ve haksızlığın doğuracağı kötü akıbetten korkarak, kendisini her türlü kötülük ve günahtan uzak tutmaya çalışır.

- İYYAKE NE’BUDU WE İYYAKE NESTEÎN:
- Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz.

Yani, biz hiçbir güç ve tutkuya değil, yalnız sana kulluk ediyor, seni, karşısında boyun eğilmeye ve önünde secde edilmeye layık biliyoruz; hiçbir güçten değil bütün güçlere egemen olan ve iradesine karşı gelecek bir güç bulunmayan senden yardım diliyoruz.

- İHDİNE’Ŝ-ŜİRAŤ-EL MUSTEĶÎM
-Bizi doğru yola ilet.

Her gün Allah’tan kendisini doğru yola kılavuzluk etmesini, o yola iletmesini ve o yolda kendisine sebat vermesini isteyen bir kul elbette ki, hayatının çeşitli aşamalarında ve muhtelif olaylar karşısında hak yoldan sağa-sola sapmayarak her türlü aşırılık ve ihmalkarlıktan uzak durmağa çalışır.

-ŜİRAŤELLEŹÎNE EN’ĚMTE ĚLEYHİM:
- Nimet verdiğin kimselerin yoluna;

İnsanın, kendi tutunduğu yolu doğru yol zannederek haktan uzak düşmesi mümkündür. Bu yüzden doğru yolu teşhis etmek için geçerli bir ilahi ölçü gerekir. Bu ayette doğru yolun herkesçe kolayca anlaşılması mümkün olan bir özelliği açıklanmıştır. Bu özellik de, bu yolun Allah’ın kendilerine nimet verdiği kimselerin yani peygamberlerin ve Ehl-i Beyt İmamlarının(26) yolu olduğudur.

- ĠEYRİL MEĠŻUBİ ĚLEYHİM WELEŻŻÂLLÎN:
-(onlar) ki ne kendilerine gazap edilmiştir ve ne de sapmışlardır.

Namaz kılan kimse, bu ayeti okuyarak, peygamberlerin ve onların vasilerinin yolunda ilerlemek istediğini ve peygamberlerin yoluna karşı çıkan ve insanları hak yoldan uzaklaştıran kimseleri veya aldanarak hak yoldan sapanları takıp etmek istemediğini açıklar.

Bu yüzden namazı doğru şekilde öğrenip ve doğru şekilde yerine getirerek Kur’an’ın bizlere gösterdiği doğru yolda adım atmaya çalışmalı ve çeşitli saptırıcı tuzaklara düşmekten kendimizi kurtarmalıyız. Şu ilahi gerçeği unutmamalıyız ki, peygamberler ve onların vasileri olan gerçek doğruların yolundan başka tüm yollar, insanı dünya ve ahiretteki gerçek ve kalıcı mutluluğa erişmekten mahrum eder ve çeşitli uçurumlara düşürür.

İnsan, namazda, Fatiha Sure’sini okuduktan sonra, ebedi saadet programını içeren Kur’an-ı Kerim’in unutulmaması için bu ilahi kitaptan diğer bir sure de okumalıdır.

Sonra Allah’ın azameti karşısında rükua eğilmeli ve şöyle demeli:

- SUBHANE RABBİYEL ĚŽÎM-İ WE Bİ-HAMDİH:
- Yani: Benim azamet sahibi rabbim her eksiklikten uzak ve münezzehtir ve ben O’na hamd ediyorum.

Sonra, Allah karşısında daha fazla eğilmek için secdeye kapanmalı ve şöyle demeli:

- SUBHANE RABBİYEL Ě’LA WE Bİ-HAMDİH:
-Yani: Benim her şeyden yüce rabbim her eksiklikten uzak ve münezzehtir ve ben O’na hamd ediyorum.

Rüku, insanın Allah karşısındaki teslimiyet, tevazu ve O’na boyun eğişini göstermekte ve secde, Allah’ın azameti karşısında kulun teslimiyet ve eğilişini göstermenin yanı sıra O’na bağlılık ve muhabbetini de sergilemektedir.

Böylece namaz, Allah’a yönelen, O’na boyun eğen ve hak yoldan başka yolda yürümek istemeyen, yüce insani erdemleri kazanmaya çalışarak her türlü kötülüklerden uzak duran, iradeli, takvalı ve doğruları seven ve onların yolunu takıp eden bir kişiliğin insanda oluşmasına sebep olur. Bu özellikleriyle namazın fert ve toplum açısından ne derece yapıcı bir ibadet olduğu inkar edilemez bir gerçektir.

Bizler gerçek mutluluk yolu olan namazın çeşitli semerelerinden gereğince yararlanmak için namaza daha fazla önem vermeli ve namazda kalp ve fikrimizi Allah’a yönelterek namazın manevi feyizlerinden yararlanmaya çalışmalıyız. Hiçbir bahaneyle namazı terk etmeyip en zor şartlarda bile namazdan gaflet etmemeliyiz. Bu ilahi farizayı gereğince ayakta tutmaya çalışarak gönül ve kalp temizliğimizi artırmaya çalışmalı; ruhumuzu güçlendirmeli ve hayatta karşılaşılması mümkün sıkıntı ve buhranlarda bu ilahi destekten yardım almalıyız.

Allah Teala buyuruyor ki:

“Sabır ve namaza sarılarak (Allah’tan) yardım dileyin...”(27)

Bu manevi feyiz kaynağından daha fazla yararlanabilmek için, Allah’tan bizi namazı dosdoğru kılarak hakkınca ayakta tutanlardan kılmasını dileyelim:

“Ey Rabbim, beni namazı hakkınca ayakta tutan kıl; ve benim soyumdan olan kimselerden de (namazı hakkınca ayakta tutan kimseler oluştur.) ve duamı kabul eyle .”(28)



Namazda Tefekkür
Namazı tefekkür, ihlas ve kalbin Allah’a yönelişini sağlayarak tam bir huşu ile kılmak gerekir.

Peygamber (s.a.a) Ebuzer’e hitaben şöyle buyurmuştur:

“Tefekkür ile kılınan iki rekatlık kısa bir namaz, teveccüh ve ilgi olmadan bir gece boyunca kılınan namazdan daha iyidir.”(29)

İmam Sadık (a.s) da şöyle buyuruyor:

“Namaza başladığında huşu içinde olmaya çalış ve namaza gönül ver. Allah Teala buyuruyor ki: “Onlar ki namazlarında huşu içindedirler.”(30)

Hz Ali de buyurmuştur ki:

“Namazda bezginlik ve uykulu halinde olmayın; Kul, namazına gönül verdiği ölçüde namazından faydalanır.”(31)

Yine buyurmuştur ki:

“İnsan namazda huşu içinde olmalıdır; eğer insan namazda huşu içinde olursa onun azaları da huşu içinde olur ve boşuna onları oynatmaz.”(32)

Peygamber ve Ehl-i Beyt İmamları tam bir huşu ve Allah’a yönelişle namaz kılıyorlardı. O mukaddes zatlar, farz namazların yanı sıra sünnet namazlarını da sürekli yerine getiriyorlardı. Allah Kuran-ı Kerim’de Peygamber(s.a.a)’e gece namazını kılmasını emrederek şöyle buyurmaktadır:

“Geceleri sana farzlardan fazla bir ibadet olarak, namaz için kalk; umulur ki Allah seni beğenilen bir makama çıkarır.(33)

Peygamber (s.a.a) Ebuzer’e şöyle buyurmuştur:

“Allah namazı benim gözümün nuru kılmıştır. Aç olana yemeği ve susamış birine suyu sevdirdiği gibi, namazı da bana sevdirmiştir. Aç biri yemek yiyince doyar ve susamış olan su içince susamışlığı gider; ama ben namazdan doymam.”(34)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
NAMAZIN İRADELİ VE ÇALIŞKAN YAPMASI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ALLAH ve RASULULLAH AŞKIYLA YANANLaR GeLSiN HUZUR ÎSLÂMDA :: NAMAZ VE NAMAZ HAKKINDA BİLGİLER-
Buraya geçin: